Gönüllere açılan kapı, Kapu Camii

İmam Hatip Ünver Güngör, Müezzinler Mustafa Gök ve Halil Elma’nın görev yaptığı bir Camii Kapu Cami. İki binli yılların başında iki İmam, üç müezzin, ikide resmi kayyım vardı Kapı Camiinde. 1996 yılı Mart ayından beri Camide görev yapan İmam Hatip Ünver Güngör’ün anlattıkları ve hatıraları Konya Postasında alarak sizlerle paylaşıyoruz..

Asıl adı “ İhyaiyye” olan ancak, Konya Kalesinin Atpazarı Kapısı ile Telli Kapısı arasında bulunduğu için “Kapı Camii” adı ile tanınan yapı, Konya çarşısının merkezinde, ticarî faaliyetin kalbi sayılabilecek bir alanda yer almaktadır.

Çarşı dokusu içerisinde bir platform üzerine inşa edilen ve altında dükkânların yer aldığı Kapı Camii, Şerafeddin, Sultan Selim ve Aziziye camileri ile tarihî Konya çarşısının ve kent siluetinin en önemli öğelerinden birisidir.

Cami, ticarî alan içerisinde yer aldığı için avlusuz olarak inşa edilmiş ve kuzey cephede alt katına 8 adet dükkân yapılarak, hem ticarî doku ile bütünleşme sağlanmış, hem de camiye gelir kazandırılması amaçlanmıştır.

Son cemaat yerinin altında yer alan ve birer kapı ile kuzeye açılan dükkânlara ilave olarak daha sonraki yıllarda, caminin kuzeybatı köşesine büyük bir dükkân alanı daha eklenmiştir. Bu dükkânın batısında da üzeri kırma çatı ile örtülü bir şadırvan bulunmaktadır. Konya’da platform üzerinde inşa edilmiş birkaç yapıdan biri olan Kapı Cami’nin merdivenlerle ulaşılan üç girişi bulunmaktadır.

Kuzeyde yer alan ana giriş, dükkânların oluşturduğu alana bakmakta olup, burada 10 adet mermer sütunla taşınan son cemaat yeri bulunmaktadır.

Batı girişi, dükkânların arasında kalan ufak bir meydana açılırken, doğu girişi ise caminin hemen yanından geçmekte olan yola (Sarraflar Caddesi) açılmaktadır. Bununla birlikte doğu ve batı girişleri, cephenin tam ortasında değil, kuzeye yakın olarak yapılmışlardır.

İki cephe arasında oluşan kot farkından dolayı doğu cephede 5 basamaklı merdiven yapılırken; batı cephede 8 basamaklı merdiven yapılmış ve böylece arazinin durumundan kaynaklanan eğim sorunu da çözülmüştür.

PİR HÜSEYİN ÇELEBİ YAPTIRMIŞTI

Kapı Camii, ilk defa 1658 yılında Mevlâna’nın torunlarından Konya Mevlevi dergâhı postnişini Pir Hüseyin Çelebi tarafından yaptırılmıştır.

1811 yılında harap olan ilk cami, Eşenlerli Köse Müftü adıyla bilinen Abdurrahman Efendi tarafından yenilenmiştir.

Ancak bu yapı da, 1867 Konya Çarşısı yangınında tamamen yanmıştır. Bu tarihten sonra yaklaşık iki yıllık bir süreçte taşmalzemeden yapılmış olan bugünkü cami inşa edilmiştir. Ticarî alan içerisinde bir platform üzerine taş malzemeden, avlusuz olarak inşa edilen ve kuzey cephesinde alt katına 8 adet dükkân yapılarak ticarî doku ile bütünleşmesi sağlanan Kapı Camii, Şerafeddin, Sultan Selim ve Aziziye camileri ile tarihî Konya çarşısının ve kent siluetinin en önemli öğelerinden birisidir.

Bu çalışmada Kapı Cami’nin 1867 yangınından sonraki inşa süreci ele alınmıştır. Bu çerçevede öncelikle yangın sonrasında düzenlenen keşif defteri incelenmiş ve inşaatta kullanılacak malzemeler ile maliyetleri hakkında değerlendirmeler yapılmıştır. Yapının günümüzdeki durumu, plan ve süsleme özellikleri ayrı bir bölüm olarak ele alınmıştır. Çalışmanın son kısmında ise 1867 yılında çizilen planı ve keşif defterindeki veriler paralelinde genel bir değerlendirmeye yer verilmiştir.

Konya Kalesi’nin kapılarından Atpazarı ile Telli Kapıları arasında kaldığı için “Kapı Camii” ismiyle anılan yapının bulunduğu yer bugün Sarraflar Caddesi olarak bilinmektedir. Cami ilk defa 1658 yılında Mevlâna’nın torunlarından olan ve Konya Mevlevi Dergâhı postnişinlerinden Pir Hüseyin tarafından yaptırılmıştır

YANDIĞINDA, KONYALININ DA YÜREĞİ YANMIŞTI

1811 yılında harap halde bulunduğu için Eşenlerli Köse Müftü adıyla bilinen Abdurrahman Efendi tarafından yenilenmiş olan cami, 1867 yılında Konya Çarşısı yangınında tamamen yanmış ve kullanılamaz hale gelmiştir.

Yangının ardından ise Eşenlerli Abdurrahman Efendi’nin torunu olan Abdurrahman Efendi ve halkın yardımı ile taş malzemeden yeniden inşa edilmiştir.

28 Eylül 1867 Cumartesi sabahı vuku bulan yangının çıkış noktası Konya çarşısının ortasında bulunan Kapı Cami’nin bitişiğinde yer alan çubukçu dükkânı civarıdır.

Bu konuda yapılan araştırmalarda çubukçu dükkânının altında bulunan kahve ocağındaki mangal ateşinin dükkân sahibi tarafından söndüğü düşünülerek kabasıyla bırakılmasının yangına sebep olduğu ifade edilmektedir.

Sabahın erken saatinde başlayan yangın rüzgârın da şiddetiyle kısa sürede çevreye yayılmış, ateş öncelikle yangının başladığı dükkâna bitişik bulunan attar ve bakkal dükkânları ile ahşap direkli olan Kapı Cami’ne sıçramıştır.

Hadiseye şahit olanların ifadelerinden, önce alevlerin çepeçevre sardığı Kapı Cami’nin tavanının büyük bir gürültüyle çöktüğü ve bundan kısa bir süre sonra da Yüksek Cami’nin tahta minaresi ile tavanının yine aynı şekilde korkunç bir gürültüyle yerle bir olduğu anlaşılmaktadır.

Bu durum ahali arasında büyük bir korkuya sebep olmuştur. Yangın neticesinde Konya çarşısında 872 büyük ve küçük dükkânla beraberKonya’nın iki önemli camisinin de kül olması ahaliyi derinden etkilemiş olmalıdır.

Nitekim Konyalı âşıklardan Matlubî tarafından söz konusu yangını anlatan bir destan dahi yazılmıştır.

Kapı camiinde bir asırdır hatimle teravih kılınır

İmam Hatip Ünver Güngör, Müezzinler Mustafa Gök ve Halil Elma’nın görev yaptığı bir Camii Kapı Cami. İki binli yılların başında iki İmam, üç müezzin, ikide resmi kayyım vardı Kapı Camiinde.

1996 yılı Mart ayından beri Camide görev yapan İmam Hatip Ünver Güngör’ün anlattıklarını ve hatıralarını sizlerle paylaşıyoruz.

31851

CAMİMİZ MUKABELESİ İLE ÜNLÜDÜR

Karamanda 1970 de doğdum. Sonra Konya’ya göç ettik. Konya Aymanas’taki Zafer İlköğretim Okulunu bitirdikten sonra, Fatih Kuran Kursunda Melek Hocam’da hafızlığımı tamamladım. Kapı Camii emekli İmamlarından Hasan Altın Hocamdan kıraat dersleri aldım. Konya İmam Hatip Lisesinden mezun olduktan sonra Ereğli’de İmamlığa başladım. Oradaki görevim tayin isteyecek hale gelince Kapı Camii için nakil sınavına girdim.

1996 yılının Mart ayında, naklen Kapı Camiine geldim. Meram Müftüsü Yusuf Eseroğlu Hocam’ın bir şartı vardı. burada İmamlık yapacaksınız ama Teravih namazlarını hatimle kıldıracaksınız.

Kapı camiine tayin olduktan sonra, ilk teravih namazını hatimle kıldırıyorum. O duyguyu kelimelerle anlatabilmem çok zor.

Çok heyecanlanmıştım. Belki hayatımın en heyecanlı günleriydi.

Yanımda Kapı cami müezzinlerinden Hayrettin Ödevoğlu Hocam’da vardı. hoca rahat okurdu.On sayfa ben okuyordum. On sayfada o okuyordu.

Ortadaki kürsünün hizasındaydı

Bende heyecan had safhadaydı.

Bu camide Hatimle teravih namazı kıldıramadığım an görevim sona erecekti anlamınuı çıkarmıştım.

Kuran Kursunda sağlam hafızlık yapmıştım. Konya’nın bir çok camisinde sayısını unuttuğum kadar mukabele okumuştum.

Benim için Hasan Altın Hoca’nın, Hasan Hüseyin Varol Hocanın ve Tahir Hoca’nın hatip olduğu bir camide görev yapmak kolay değildi.

Çok heyecan verici bir şeydi.

Cami cemaatinin artan sayısı beni heyecanlandırmaya başladı.

Bizim camimiz mukabelesi ile ünlüdür. Hanımlar eşleriyle birlikte sabah namazına gelip mukabele takip ederler.Bizim camimizde üç vakit mukabele okunur. Mukabeleler on hafız tarafından icra edilir.

Bu yıl öğlen grubunda; Ünver Güngör, Ali Çiftçi, Hüseyin Arı, Osman Yılmaz, Mustafa Gök, Mustafa Sivrikaya, Ahmet Dilek, Hasan Çiftçi, Ali İnan, Mustafa Kara ve Başhafız olarak Şükrü Bağrıaçık Hoca görev yapıyor.

İkindi grubunda; Numan Özarpa, Sinan Çimen, Necati Toklu, Gaybullah Zafer, Yasin Pekyatırımcı, Mustafa Taşçı, Veliddin Çelebi, Gavsettin Tahiri, Mustafa Yalpır, İbrahim Bayraktar ve Baş Hafız olarak Mutiullah Sıddıki görev yapıyor.

Sahur grubunda ise; Mehmet Kormaz, Ö. Faruk Çeşmeci, H. Ali Özbuğday, Hüseyin Karabacak, Ali Küçüksucu, Nebi Ceran, Bilal Kara, Sami Bayrakçı, Halil Elma ve İsmail Özarpa görev yapıyor.

RAMAZAN’IN DAHA FAZLA HİSSEDİLDİĞİ CAMİ

Bu camiye atandığım zaman Kıraat ilimleriyle uğraştım. Aşere ve Tagrib okuttuğumuz 15 talebem var. bunlardan dördü Tagrib, diğerleri Aşere okuyor.

1.5 yıldan beri arzu edene, talep edene bu ilmi öğretmeye çalışıyorum. Öğrencileimiz araında Afganistanlı öğrenciler, imam arkadaşlar ve İlahiyat Fakültesinden araştırma görevlileri var.

Sanki Ramazan Kapı camiinde daha çok hissediliyor gibi. Sembol cami olmanın avantajlarıde dezavantajlarıda var. Bütün gözler üzerinizde oluyor. Kapı Cami’nin bize yüklediği bir misyon var. Örnek olmayı cami içinde ve dışında devam ettirme görevi.

Bu cami’de caminin İmam Hatibi Hacı Haydar Efendi tam 49 yıl boyunca hatimle teravih kıldırmış. Onları kapı camisine kazandırdığı manevi bir hava var.

Kapı caminin minberi ve mihrabının ayrı bir ağırlığı var.

Geriye doğru baktığınızda diyorsunuz ki, selefimiz kadar olmasa da onların izinden yürüyorum.

Kapı camiinde tarihten günümüze bir asrı aşan bir süredir devam eden hatimle teravih namazı kıldırma ve kılınma geleneği var.

FATİH EFENDİ

Camimiz Meczup insanların en fazla rağbet ettiği ve geldiği bir camidir. Her öğlen namazında 5-6 tanesi mutlaka gelir. Bizim bir Fatih’imiz var. ismi Fatih Biz Recep Ayında ramazana hazırlık olsun diye onar sayfa İkindi namazları sonrasında mukabele okumaya başlarız. İki ayda bir mukabele hatmi yaparız. Fatih Efendi, mukabele okunurken gelir. Ümmidir. Mektep-medrese görmemiştir. Biz nereyi okuyorsak okuduğumuz yeri açar bulur ve oradan bizi takip eder.

HAYIRSEVERLER CAMİMİZ İÇİN HAYIRDA YARIŞIR

Camide şu anda bulunan halıları Dernek Başkanımızla birlikte dört yıl önce yaklaşık 80 bin liraya yaptırdık. Şu esnafa mı, bu esnafa mı gidelim diyorduk ki, cuma günü bir sergi açtık. Durumu cemaatimize anlattık o gün 20 bin lira toplandı. Geri kalanı için beni hiç bilmediğimiz bir vatandaş aradı. Telefonumu bulmuş. Aramış. Dedi ki caminin halılarını değiştirmişsiniz, kaç lira borcunuz kaldı. 60 bin lira dedim. Bana üç ay sonra Dernek Başkanıza uğrayacağım. Siz bu arada ödeyebildiğiniz miktarı ödeyin geriye ne kalırsa ben ödeyeceğim.

O üç ay içerisinde 20 bin lira daha topladık. Geriye kalan 40 bin lirayı, söz veren insan Dernek Başkanına ödedi.

Kapı Camiinde her Ramazan ayında cemaate 3-4 bin liralık zemzem ikram edilir. Hocam on bidon benden, 20 bidon benden diye, hayırsever insanlar her Ramazanda yarışa girerler. Bir bakarsınız, her taraf zemzem bidonlarıyla dolmuş, taşmış…

CİLTÇİ ALİ EFENDİ’DEN HÜSEYİN EFENDİYE

Sabah namazlarında Konya’nın erken açılan camilerinden birisi bizim camimizdir. 1996 yılında göreve başladığında Ciltçi Ali Efendi diye bir zat vardı.

İmsak vaktinde gelir, camiyi açardı. Camiyi hazırlardı Umreye giderken, ben Umreye gidiyorum diye anahtarları teslim eder, döndüğünde anahtarlarını teslim alırdı.

Caminin resmi görevlisi gibiydi.

Ciltçi Ali Efendi 1997 yılında vefat etti. Onun vefatından sonra bir zat çıkageldi. Bundan sonra sabah namazlarında Camiyi ben açabilir miyim?

Anahtarları ona teslim ettik.

Camiyi hiç aksatmadan İmsak da açmaya başladı. On yıl kadar bu işe devam etti.O zat bir trafik kazasında ayağını kaybetti. 5-6 ay sonra’da vefat etti.

Onun vefatından sonra Hüseyin Amca diye kendiliğinden biri geldi. Emekli bir zat. Hocam Camiyi ben açabilir miyim diye sordu.

Biz kimseye ne haber ettik, nede kimseyi çağırdık, Kapı cami böyle müstesna bir yer

Anahtarları ona teslim ettik.

Camimizi sabah namazından önce aksatmadan açmaya devam ediyor.

CEMAATİMİZ HİÇ AZALMAZ

Ramazan ayı hepimizin bildiği gibi, Kuran-ı Kerimin içinde çok mübarek bir gece olan Kadir gecesinin inzal buyrulduğu bir ay.

Ramazan ayı adeta Kuran ayı..

Halkımız Ramazanda, Kurana hizmet ediyor. Nerede mukabele duydu, oraya koşuyor. Kuranla hemhal oluyor.

2011 yılında idrak ettiğimiz ramazan ayının tüm halkımız için ve İslam Alemi için huzur ve afiyet içinde geçmesini, insanlığın arasında kardeşliğe vesile olmasını, Kur’an’ ın hidayet rehberi olarak gönderildiği bir ayın sadece Ramazanlarda değil Ramazan dışında kalan diğer aylarda da Ramazana verdiğimiz değeri bize kazandırmasını niyaz ediyoruz.

İnşallah bu Ramazan, felaketlerden, doğal afetlerden uzak, huzur ve afiyet içinde geçen bir ay olur.

Cemaatimiz hatimle teravihe önem veriyor. Kılanın da kıldıranında ayrıcalığının hissedildiği, dikkat çektiği cemaati azalmayan camilerden biri de Kapı camii.

(KONYA POSTASI)

http://www.konyapostasi.com.tr/2695-gonullere-acilan-kapi-kapi-camii.html